Prostat kanseri; erkek üreme sisteminin parçası olan prostat bezlerindeki hücrelerin anormal ve kontrolsüz bir şekilde çoğalarak kötü huylu tümörler oluşturmasıdır ve erkeklerde en sık görülen kanser türüdür.
Genelde erkek cinsiyetinde ve ailesinde prostat öyküsü bilinen kişilerde görülmekte olup; zorlu idrar yapımı, semende kan, prostat kanserinin sezilmemesi durumunda metastaz (bir hastalığın veya tümörün bir başka dokuya sıçraması) sebebiyle ilerleyen evrelerde kemik ağrıları ve kemik kırılmaları gibi belirtiler görülmektedir.
65 yaş üstü geriatrik hastalarda görülen prostat kanserinin tanı aşaması; prostat biyopsisi ile tümörün saptanması ve ardından Gleason Skorlama Sistemi’nin kullanılması ile tümörün derecelendirilmesi adımlarını içerir. Burada tümörün büyüklüğü ve büyüme hızı tespit edilir.
Tanı aşamasından sonraki adım kanserin dört evreden hangisinde olduğunu belirlemek ve buna uygun olarak tedaviye başlamaktır. Bu dört evre; birinci evre tümörün yalnızca prostat bölgesinde kalmış olması ve küçük boyutunu kapsar, bu seviyede yayılma yoktur. İkinci evrede tümör prostatın içerisinde doğru ilerlemiştir ancak lenf nodlarına veya başka bölgelere sıçrama tehlikesi bulunmamaktadır. Üçüncü evrede ise tümör prostat ve çevresine yayılmış ancak vücudun diğer dokularına ve özellikle lenf nodlarına sıçramamıştır. Dördüncü evrede ise tümör prostat ve çevresine yayılırken diğer dokulara da sıçrar ve lenf nodlarına, kemiklere ve ciğerlere yayılım gösterir. Metastaz tümörün son evresidir.
Prostat Kanseri Tedavisi
Günümüzde prostat kanseri tedavisi için en sık tercih edilen yöntemler arasında lokal cerrahi tedavisi, hormon terapisi ve radyoterapi kullanılmaktadır. Bugün, daha bilinçli bir eğitim ve erken tanı sayesinde prostat kanserindeki tümör son aşamaya gelmeden tedaviler başlanmakta ve hayatlar kurtarılmaktadır.
Prostat Kanseri Lutesyum Tedavisi
Ancak kimi zaman prostat kanserinde erken tanı gibi bir durum söz konusu olmayabilir ve tümör son aşamaya gelene kadar belirtiler fark edilmeyebilir veyahut göz ardı edilebilir. Bu gibi durumlarda dördüncü ve son evreye kadar ilerleyen tümör, metastaz göstererek lenf nodlarına ve kemik iliği bölgelerine yayılır. Bu süreçte farklı bir tedavi yöntemi olan Lutesyum tedavisi kullanılır.
Lutesyum PSMA yani Lutesyum prostat spesifik membran antijeni tedavisi, radyonüklid bir yöntem olup kanser hücrelerini tahrip ederek sağ kalım süresini arttırır ve kanserin iskelette oluşan kalıntıları radyasyon ile yok etmeyi hedefler. Lutesyum kan dolaşımına verilerek kanser hücrelerinin reseptörlerine bağlanır ve zamanla radyasyon yayarak onları yok eder, bu şekilde zamanla prostat kanseri hücrelerinin ölümüne neden olur. Prostat kanseri lutesyum tedavisi, kanserin belirtilerini hafifleterek hastanın hayat kalitesini arttırırken kanserde büyük oranda gerileme de sağlamaktadır.
No comment