Prostat Kanseri için İmmünoterapi

Prostat Kanseri için İmmünoterapi


İmmünoterapi, kanser hücrelerini daha etkili bir şekilde tanımak ve yok etmek için kişinin kendi bağışıklık sistemini uyarmak için ilaçların kullanılmasıdır. Prostat kanserini tedavi etmek için belirli immünoterapi türleri kullanılabilir.

Kanser Aşısı

Sipuleucel-T (Provenge) bir kanser aşısıdır. Enfeksiyonları önlemeye yardımcı olmak için vücudun bağışıklık sistemini güçlendiren geleneksel aşıların aksine, bu aşı prostat kanseri hücrelerine saldırmasına yardımcı olmak için bağışıklık sistemini güçlendirir. Aşı, artık hormon tedavisine yanıt vermeyen, ancak çok az semptoma neden olan veya hiç semptom göstermeyen ileri prostat kanserini tedavi etmek için kullanılır. Bu aşı her erkek için özel olarak yapılmıştır. Bunu yapmak için, siz özel bir makineye bağlıyken birkaç saat içinde beyaz kan hücreleri (bağışıklık sisteminin hücreleri) kanınızdan çıkarılır. Hücreler daha sonra bir laboratuvara gönderilir ve burada prostat kanseri hücrelerinden prostat asit fosfataz (PAP) adı verilen bir proteinle karıştırılır. Beyaz kan hücreleri daha sonra doktorun ofisine veya hastaneye geri gönderilir ve burada damar içine infüzyon yoluyla size geri verilir (IV). Bu işlem 2 hafta arayla 2 kez daha tekrarlanarak 3 doz hücre elde edilir. Hücreler, diğer bağışıklık sistemi hücrelerinin prostat kanserine saldırmasına yardımcı olur.

Aşının prostat kanserinin büyümesini durdurduğu gösterilmedi, ancak erkeklerin birkaç ay daha uzun yaşamasına yardımcı oluyor gibi görünüyor. Hormon tedavisi ve kemoterapide olduğu gibi, bu tip tedavinin prostat kanserini iyileştirdiği gösterilmemiştir.

Prostat Kanseri için İmmünoterapi
Prostat Kanseri için İmmünoterapi

Aşı tedavisinin olası yan etkileri

Aşının yaygın yan etkileri arasında ateş, titreme, yorgunluk, sırt ve eklem ağrısı, mide bulantısı ve baş ağrısı
sayılabilir. Bunlar çoğunlukla hücre infüzyonları sırasında başlar ve birkaç günden fazla sürmez. Birkaç erkek, genellikle tedaviden sonra iyileşen nefes alma sorunları ve yüksek tansiyon gibi daha şiddetli semptomlara sahip olabilir.

İlginizi Çekebilir; Prostat Kanserinde Lutesyum Psma -Atom Tedavisi

Bağışıklık kontrol noktası inhibitörleri

Bağışıklık sisteminin önemli bir parçası, kendisini vücudun normal hücrelerine saldırmaktan alıkoyma yeteneğidir. Bunu yapmak için, bağışıklık tepkisini başlatmak için açılması (veya kapatılması) gereken anahtarlar gibi davranan bağışıklık hücreleri üzerinde “kontrol noktası” proteinleri kullanır. Kanser hücreleri bazen bağışıklık sisteminin kendilerine saldırmasını önlemek için bu kontrol noktalarını kullanır. Ancak bu kontrol noktalarını hedef alan ilaçlar, kanser tedavisi olarak pek çok umut vaat ediyor.

Kontrol noktası inhibitörleri olarak adlandırılan ilaçlar, prostat kanseri hücreleri, yüksek düzeyde mikro uydu kararsızlığı (MSI-H) veya uyumsuzluk onarımı (MMR) genlerinden birindeki değişiklikler gibi spesifik gen değişiklikleri için pozitif test edilen kişiler için kullanılabilir. MSI veya MMR genlerindeki (veya her ikisindeki) değişiklikler genellikle Lynch sendromlu kişilerde görülür.

İlaçlar, kemoterapiden sonra kanseri yeniden büyümeye başlayan kişiler için kullanılır. Ayrıca, kanseri ameliyatla alınamayan, tedaviden sonra geri gelen (nüks eden) veya vücudun diğer bölgelerine yayılan (metastaz yapan) kişileri tedavi etmek için de kullanılabilirler.

PD-1 inhibitörü

Pembrolizumab (Keytruda), T hücreleri adı verilen bağışıklık sistemi hücreleri üzerindeki bir kontrol noktası proteini olan PD-1’i hedefleyen ve normalde bu hücrelerin vücuttaki normal hücrelere saldırmasını önlemeye yardımcı olan bir ilaçtır. PD-1’i bloke ederek, bu ilaç prostat kanseri hücrelerine karşı bağışıklık tepkisini arttırır. Prostat kanseri olan bazı erkeklerde umut verici sonuçlar göstermiştir ve araştırılmaya devam etmektedir.
Bu ilaç, her 2 veya 3 haftada bir intravenöz (IV) infüzyon olarak verilir. Yan etkiler yorgunluk, öksürük, mide bulantısı, kaşıntı, deri döküntüsü, iştah azalması, kabızlık, eklem ağrısı ve ishali içerebilir.

Diğer, daha ciddi yan etkiler daha az sıklıkla görülür. Bu ilaç temel olarak vücudun bağışıklık sisteminden frenleri kaldırarak çalışır. Bazen bağışıklık sistemi vücudun diğer bölümlerine saldırmaya başlar ve bu da akciğerlerde, bağırsaklarda, karaciğerde, hormon üreten bezlerde, böbreklerde veya diğer organlarda ciddi ve hatta yaşamı tehdit eden sorunlara neden olabilir. Herhangi bir yeni yan etkiyi sağlık ekibinize derhal bildirmeniz çok önemlidir. Ciddi yan etkiler meydana gelirse, tedavinin durdurulması gerekebilir ve bağışıklık sisteminizi baskılamak için yüksek dozda kortikosteroid alabilirsiniz.

Bizi Instagram Hesabımızdan Takip Edin!