Lutesyum Tedavisi

Lutesyum Tedavisi


Lutesyum-177 PSMA bir diğer adıyla prostat spesifik membran antijeni tedavisi, prostat kanserinin metastaz evresinde yayılım göstermiş olduğu lenf düğümleri ve kemik iliği gibi bölgelerindeki tümörü yok etmeyi amaçlayan bir radyonüklid tedavi yöntemidir. Prostat kanseri hücrelerinin yok edilmesi, sağ kalım süresini arttırırken aynı zamanda kanserin iskeletteki kalıntıları ile ilişkili olan kemik ağrısı gibi semptomları da hafifleterek hastanın hayat kalitesini yükseltmeyi amaçlamaktadır.

Lutesyum tedavisi, prostat kanseri hücrelerinin üstündeki PSMA reseptörlerini hedefler ve onlara bağlanarak hasarlayıcı radyasyon yayar. Bu bağlanan reseptörler protein bazlı olup hastanın kan dolaşımına verilerek zamanla prostat kanseri hücrelerinin ölümüne sebep olmaktadır.

Prostat kanseri dört evreli bir kanser olup ilk üç evresindeki hastalar hormon tedavisi veya kemoterapi gibi yöntemlerle tedavi edilebilmektedir. Ancak hastalığın dördüncü evresinde metastaz görülmüş olup hastalık prostat ve çevre organları da dahil olmak üzere akciğer, karaciğer gibi başka dokulara da sıçramıştır. Bunun tedavisi için Lutesyum-177 PSMA tercih edilmektedir.

Lutesyum tedavisinin asıl amacı belirtlerin hafiflemesi ve hastalığın uzun vadede gerilemesidir. Hastanın sağ kalım süresini arttırmak ve hayat kalitesini arttırmak, ağrı ve diğer belirtileri yok etmek temel hedefler arasındadır.

Tedavi, her altı sekiz haftada bir kan dolaşımına enjeksiyon şeklinde yapılmaktadır. Yaklaşık otuz dakika süren tedavinin birkaç hafif yan etkisi bulunmaktadır. Hasta bu yan etkilerden rahatsız olmaması için kendisine tedavi sırasında bulantı önleyici antiemetik ilaçlar ve idrar söktürücü diüretik ilaçlar verilmektedir.

Tedavinin istenilen hedef bölgelere ulaştığından emin olmak için tedavinin uygulanmasından 24-72 saat sonra hastaya SPECT taraması yapılmaktadır.

Tedavi genel olarak dört seanstan oluşmaktadır. İlk iki seansın ardından bir kere daha PSMA PET-CT taraması yapılır. Eğer tümörün seviyeleri düşmüşse ve olumlu sonuçlar alınmışsa geriye kalan son iki seans da uygulanarak tedavi tamamlanır.

Tedavinin yan etkileri çok fazla olmamakla beraber herhangi bir kanser tedavisinde kişinin görebileceği yan etkiler ile benzerdir. En yaygın yan etkiler ağızda ve gözlerde yaşanan kuruluklardır. Bazı hastalarda bulantı ve kusma da görülebilmektedir. Tedavinin kişinin uykusunu getirmesi de olası yan etkilere ek olmakla beraber bu yan etkilerin hepsi geçici olup birkaç gün içerisinde hasta eski haline dönmektedir.

Kemik hastalığı olan kanser hastası bireylerde tedavi sırasında veya sonrasında yan etki olarak kemik iliği baskılanması görülebilmektedir. Bu duruma komşu kemik iliğindeki radyasyondan kaynaklanan kollateral hasar neden olmaktadır.

Bizi Instagram Hesabımızdan Takip Edebilirsiniz 🙂

1 Comment

Bir cevap yazın